10 Mayıs 2008

çocuk işlemeli philifor

polonya ile ne ilgim var acaba? henüz bu belirgin değil. bir de japonya ile bir ilgim var; o da daha belirginleşmedi. ayrıca new-york ile bir ilgim olsun istiyorum ama bu tamamen benim filmlerden, romanlardan falan etkilenmemden kaynaklanıyor...
en sevdiğim iki polonyalıdan biri de witold gombrowicz. (diğeri gorecki...) witold amca, yapıtları 'sırasıyla nazilerce, stalincilerce ve polonya hükümetince yasaklandığı için, 25 yıl (1937-63) boyunca arjantin'de sürgünde yaşamış'(*). belli başlı tüm kitapları güzel türkçemize çevrilmiş bu polonyalı yazarın, hem bakakaï isimli öykü kitabında hem de ferdydurke romanında yer alan, "çocuk işlemeli philifor" isimli öyküden bir bölümü, hemen aşağıdan okuyabilir ve bu değeri kendi zamanında, kendi toplumunda anlaşılmamış yazarı, ismini gönül rahatlığıyla söyleyemesen de sevmeye başlayabilirsin. yine bakakaï kitabında yer alan ve ayrıca iletişim yayınevince küçük bir kitap olarak yayınlanan "taammüden cinayet" öyküsü de oldukça çarpıcıdır. 
(...) yüksek çözümleme profesörü çaresiz bir öfkeyle birkaç adım geriledi, ama aklına korkunç bir fikir geldi: philifor'la karşılaştırıldığında rahatsız, hastalıklı durumda olan anti-philifor, yaşlı ve övgüye değer profesör kocasının her şeyden çok sevdiği bayan philifor'a çatmaya hazırlandı. tutulan protokole göre, işte olayın sonraki gelişimi: 
1. profesör philifor'un dolgunca, oldukça ağırbaşlı eşi düşüncelere dalmış, suskun bir biçimde oturuyordu. 
2. profesör doktor anti-philifor beyninin tüm gücüyle gelip onun karşısına kurularak, gözleriyle onu tepeden tırnağa soymaya başladı. bayan philifor ürperti ve utançla titredi. profesör doktor philifor sessizce onu seyahat battaniyesiyle örttü ve küstah adamın hakkını sonsuz bir aşağılamayla dolu bir bakışla ödedi. yalnız bunu yaparken bazı kaygı belirtileri de gösterdi. 
3. anti-philifor o zaman sakince "kulak, kulak," dedi ve alaycı bir kahkaha patlattı. bu sözler üzerine, kulak bütün çıplaklığıyla göründü ve uygunsuz bir hal aldı. philifor karısına kulağını şapkasının altına gizlemesini emretti; ancak bu da pek işe yaramadı, çünkü anti-philifor birazdan kendi kendine mırıldanıyormuş gibi: "burun delikleri," dedi, böylece profesörün saygın eşinin burun delikleri hem edepsiz, hem de çözümleyici bir biçimde çıplak kaldı. durum ciddileşiyordu, çünkü artık burun deliklerini de gizlemek söz konusu değildi. 
4. leyde'li profesör polis çağırma tehdidinde bulundu. zafer terazisi açıkça colombo'dan yana ağır basmaya başlıyordu. çözümleme ustası müthiş bir beyin yoğunlaşmasıyla dedi ki: "elin parmakları, beş parmak." ne yazık ki bayan philifor'un direnci, görülmemiş bir canlılıkla bir anda orada bulunanların gözleri önünde ortaya çıkan bir gerçeği, yani elin beş parmağını gizlemeye yetmedi. oradaydılar, iki tarafta beşer tane. iyice hakarete uğramış durumdaki bayan philifor eldivenlerini giymek için son gücünü de topladı, ama olacak şey değil, colombo'lu doktor ona derhal bir idrar tahlili yaptı ve karşı konulmaz, gür bir kahkaha koyvererek utkuyla bağırdı: "h2o, c4, tps, biraz lokosit ve albümin!" herkes yerinden kalktı ve profesör anti-philifor bayağı bir şekilde gülen metresiyle oradan ayrıldı, bu sırada profesör philifor aşağıda imzası bulunanların yardımıyla karısını acilen hastaneye götürüyordu. imza: görgü tanıkları t. poklewski, t. roklewski ve antoine swistak. 
-yukardaki alıntı :bakakaï, s.78 (ayrıntı 1999) ve ayrıca ferdydurke, s.87 (ayrıntı 1996) ama çevirmen başka başka tabii...)
(*) ferdydurke isimli kitabın (ayrıntı yayınları) "yazar bilgisi" kısmından.

1 yorum:

  1. Hocam ne yalan söyliyeyim,yazı biraz ağır geldi yazacak bir şey bulamadım.Ama en faydalı ksımı kitabı almak için not etmem oldu :)

    YanıtlaSil