01 Şubat 2010

"lütfen, gizemi kabul edin"



telekomünikasyon devi belge nine:
-belge nine, uzun yaşamın sırrı ne?
-yoğurt, süt, ot falan filan yavrum, bi' şeyler, bi' şeyler işte...
-baştan beri bir planın yoktu yani?
-gelemem sıkıntıya, ben de şaşkınım.

aslan yürekli yastık:
- uykumda konuşuyor muyum?
- bilmiyorum valla, sen ışığı kapatır kapatmaz kulaklıkları takıyorum sabaha kadar 1983 yılının seçim konuşmalarını dinliyorum.
- e iyi işte, araya karışıyor mu benden kaynaklı bir şeyler?
- bilmiyorum valla, "sevgili vatandaşlarım" lafın duyar duymaz uyumaya başlıyorum.

allah diyen tavşan ceyar:
-haftaya pikniğe gideceğiz ceyar.
-allah!
-rakı, magal, müzik her şey olacak...
-allaaah!
-ama sen gelemeyeceksin.
-allah allah?
-evet, çünkü içince sapıtıyorsun bir de voleybol oynamayı bilmiyorsun.

karanlıklar prensi böcü baba:
-neden size karanlıklar prensi diyorlar?
-bilmiyorum ki?
-ama kabul etmişsiniz?
-ettim evet.

gölgeler prensi izafi teyze:
-siz teyzesiniz madem nasıl oluyor da aynı zamanda prenssiniz?
-prens miyim ben, teyzeyim!
-öyle diyorlar ama?
-kurşunlara gelesiceler her şeyi diyorlar...

yarısı dolu bardak canhıraş:
-richard bach okudun mu sen bardak?
-canhıraş benim adım!
-peki. okudun mu?
-bardağım ben gözüm yok ki okuyayım?
-biraz daha olumlu bakarsın sanmıştım dünyaya?
-pörtlek gözlü etiketler var ya, hani defterlere yapıştırır çocuklar...
-evet var?
-ondan bir çift yapıştır bir yerime, ondan sonra konuşalım.
-sen ne bardağısın be öyle?
-votka. sek.

sol omzu kaşıyan dört parmak:
-kuyruk köpeği sallar mı?
-ben ben ben ben!
-tamam sen cevap ver, küçük olan...
-cevap veriyorum: olabilir!

görsel: google

1 yorum: